12 Ağustos 2013 Pazartesi

Şişmanlıkla Ortaya Çıkan Psikolojik Sorunlar

Şişmanlık ortaya çıktıktan sonra da bir takım psikolojik sorunlar da gözlenir, bu durumu dikkate almayan bir şişmanlık tedavisinin başarılı olma şansı tartışılır. Şişmanlıkla mücadele aslında çok kısa erimde baktığımız zaman çok kolay bir şeye benzer. Önemli olan o formu o kiloyu uzun süre korumasını sağlamak. Dolayısıyla psikiyatrik destek olmaksızın, yani niye yiyorsunuz, neden şişmanız, bu sorunun cevabı açıkça anlaşılmaksızın, uzun erimde şişmanlıkla mücadele mümkün değil. Bu arada şişmanlığın yol açtığı psikolojik problemlere de değinmek gerekir. Kişi kendini toplum tarafından kabul edilmeyen, itilen, çirkin bulunan bir insan halinde algılamaya başlıyor. Ve buna bağlı olarak depresyonlar ortaya çıkabiliyor. Neden yemek yiyoruz sorusunu sormakla işe başlarsak çoğu kişinin vereceği cevap sıkıntıdan olur. Konuyu bir miktar açmaya başladığımız zaman herkesin kendine özel bir nedeni olduğunu anlamaktayız. O nedenle, sıkıntıdan yiyorum, o halde ne yapmayalım, sorusuna doğru bir yanıt verebileceğimi sanmıyorum. Herkes sıkıntıdan yemek yediğini zannediyor ama gerçekte herkesin başka bir hikayesi var. Gelin kayınvalide ilişkisi mesela. Diyelim ki kayınvalide gelinden daha iyi olacak. Ama bir yandan da geline zarar vermek istemiyor, geline karşı bir öfkesi var, belli ölçülerde. Bu yarışmacılık hissinden dolayı ortaya çıkan. Gelinden daha zayıf olacak, daha güzel olacak. Tersi gelin için de geçerli olabilir. Ama bu yarışın sonunda bir mağlup olamamalı. Yarış olsun ama mağlup olmasın. Aynı satrançta siyah taşta oynamak gibi. Savunma da ama saldırı da... Kazanmak istiyor. En zararsız yöntemle. Sonunda ne oluyor, güçlü olmak için yemek yemeye başlıyor. Ama yemek yedikçe şişmanlıyor ve gücünü kaybediyor. Gücünü kaybettikçe tekrar güçlü olmak için yemek yiyor. Sonuç olarak yemek yemek temelde güçlü olmak için yapılan bir işlem. Yarışma var, yarışmada güçlü olacak. Bunlar bilinç dışı şeyler. Güçlü olmak yemek yiyor. Neden güçlü olacak? Yarışacak, yarışta kazanacak. Yiyor, gücünü yitirdikçe daha güçlü olmak adına tekrar yiyor. Bir kısırdöngü yaşanıyor.

ŞİŞMAN İNSAN NEŞELİ Mİ? Şişman ama neşeli, mutlu insan tarifi yapılır. Şişmanlık tıbbi bir hastalık. Sonuç olarak kronik sağlık sorunlarına yol açan tıbbi bir hastalık. Her şişman bu işten psikiyatrik nedenle yakınan insan değildir, bir psikolojik problemi olan insan değildir. Normal koşullarda toplumsal bir yargılama olmasa, belki de, şişmanların önemli bir bölümü içerisinde bulundukları bedeni halden dolayı mutsuz olmayacaklar. İyi ki şişmanım, istediğim yerde istediğim gibi yiyebilirim diye düşünen ve halinden de memnun olan bir çok insan var. Bir çok şişman liderlerimiz de yok mu? Bunlar da halinden pek memnun gözüküyorlar. Yine tanıdığımız bir çok şişman sanatçılar, bilim insanları var, medya mensupları var. Kısa sürede kilo vermek mümkün, önemli olanın verilen kilonun korunmasıdır. Belki de bazı insanlar şişmanlıktan kurtulmak adına, belli bir kiloya ulaşmak adına zayıflıyorlar. Ama daha sonra bunu korumakta güçlük geçiyorlar. Bu başarısızlık duygusu bazıları için, bir kez daha başarısızlığa yol açacak kaygısına neden olabilir. Bir başka neden de genellikle şişmanlarda belli bir yarışmacılık özelliğine tanık olduğundandır. Ve yarışmaktan kaçınabilir, çekinebilir, vs... Kişinin kendisi karar vermeli. Neden zayıflaması gerektiğine üzerinde durmak gerek. Hadi zayıfla, hadi zayıfla demek yerine, zayıflarsan, iyi olur, çünkü şu şu nedenlerle demek daha iyi olabilir. Psikiyatrik destekle, kilo vermek konusunda yaşanan güçlüklerin üstesinden gelme şansı daha yüksektir. Birçok kaynak aslında kilo verme olayında görev alması gereken ekibinin birçok branşta olması gerektiğini, bir takım oluşturulması gerekiyor. Bu takım içerisinde psikiyatristlere her zaman bir yer var ve onun varlığıyla birlikte uzun erimde kilo veriliyor, arkasından da onun korunması. Bunun başarılabilmesi için psikiyatrik desteğin çok önemli olduğu söyleniyor. Davranış terapisi teknikleri kullanılabiliyor. Birçok başka teknikler de var. Bir psikiyatrik destek alındığı takdirde sorunla başa çıkma şansının daha rahat olacaktır.

BEBEKLİKLE İLGİSİ Bebeklik dönemindeki bir takım durumların şişmanlıkta etkili olduğu iddia edilir. Bununla ilgili yapılmış çalışmalar var. Oral regresyon bunların başında gelir. Oral döneme tekrar geriye gidiş demektir. Bütün insanların yaşadığı dönemler var. Oral dönem var, anal dönem var vs... Oral dönem, ana memesiyle insanların tanıştığı dönem aslında, hayatın ilk dönemleri. O dönemle ilgili yaşananlar etkili. Ne zaman daha çok yemek yiyorsunuz sorusuna verilen cevap, televizyon izlerken oluyor. İnsanın aklına ne getiriyor bu? Çocuk emerken annesinin gözüne bakar. Ondan televizyonu, bir şeyi izlerken yemek yeme alışkanlığıyla oral dönem regresyon arasındaki ilişkiyi çağrıştırıyor bu. Bir şey izlerken yemek yiyor. Annesinin gözüne bakarak meme emiyor. Böyle bir ilişkinin varlığına dair somut bir ipucu. Bir çok insan televizyon izlerken yemek yemeyi bıraksa, zayıflayacak diyebiliyoruz.

PSİKOLOJİK TEDAVİ: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde oldukça oturmuş obezite polikliniği var. İç hastalıkları anabilim dalına bağlı. Prof. Üstün Korugan'ın başında olduğu bir ekip. İki soruya cevap aranıyor. Bir tanesi neden yiyoruz? Bir tanesi neden psikiyatristteyiz? İki soruya cevap bulana dek çalışılıyor. Diyelim ki bir cevap bulundu. Alternatif başka cevaplar üzerinde de çalışmaya devam ediliyor. Belli periyotlarla hastalar gelip gidiyorlar. Ve sonuçta kısa erimde, yani altı aylık dönemde başlangıç kilolarının yüzde 10 kadarını verebiliyorlar. Ondan sonra altı aylık erimde, bilimsel çalışmalar içerisine alınan kilo verme noktasına geliniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder