8 Ağustos 2013 Perşembe

Akarsu Nedir

Yağmur olarak yeryüzüne düşen su üç yoldan dağılır. Bir bölümü güneşin e rüzgarın etkisi ile buharlaşarak, atmosfere geri döner. Bir bölümü birleşerek dereleri ya da çayları oluşturur. Geri kalanı da toprağın altına sızar. Sızan suların büyük bir bölümü sonradan kaynaklar halinde yeniden toprağın üstüne çıkarak akarsulara karışır. Hiç yağmur yağmayan mevsimlerde bile akarsuların akmasını sağlayan işte bu kaynak sularıdır. Eriyen kar ve buzullar da akarsuların beslenmesinde önemli rol oynar.

Böylece oluşa dereler birleşerek ırmak denen büyük akarsuları oluşturur. Bir akarsuya çığırı (yolu) boyunca katılan bu dere ve çaylara da o akarsuyun kolları denir. Bir akarsu ve kollarının beslendiği, daha doğrusu sularını topladığı alan o akarsuyun akaçlama havzası ya da kısaca havzasıdır. Aynı uzunluktaki iki ırmaktan birinin havzası çok geniş, öbürününki daha dar olabilir.
Eskiçağlardan bu yana insanlara içme suyu sağlayan ve balık gibi değerli bir besin sunan akarsular, sonradan tekne yapımının öğrenilmesiyle ucuz ve kolay bir ulaşım yolu olmuştur. Nil ve Ren ırmakları yüzyıllardır ticaretin ana damarlarıdır. Özellikle dağlık yörelerdeki akarsu vadileri karayolları ve demiryolları için en elverişli geçitlerdir. Ayrıca akarsular, geçtikleri yerlerde kayaları oyarak değerli maden damarlarının ve yataklarının ortaya çıkmasına yardımcı olur. Akarsuların taşıdığı alüvyonlarla zenginleşen taşkın ovaları verimli tarım alanlarıdır. Üstelik hem ekinleri sulamak, hem de elektrik enerjisi üretmek için çoğu kez barajlar yardımıyla akarsulardan yararlanılır. Akarsuyun doğduğu yere kaynak, döküldüğü yere ağız denir.
Bir akarsuyu komşu akarsu havzasından ayıran sınıra su bölümü çizgisi denir. Su bölümü çizgisi genellikle dağların en yüksek kesiminden geçer. Su bölümü çizgisi, kalkerli arazilerde,kurak bölgelerde ve bataklık alanlarda belirsizdir.

Talveg çizgisi: Bir akarsu yatağının en derin noktalarını birleştiren çizgiye denir.
Akarsu Havzası: Bir akarsuyun sularını topladığı bölgeye denir. Havzası en geniş olan akarsu Amazondur.
Açık Havza: Sularını denizlere kadar ulaştırabilen akarsu havzalarıdır. Türkiye’deki başlıca büyük akarsular buna örnektir.
Kapalı Havza: Sularını denizlere kadar ulaştıramayıp kuruyan veya göle dökülüp kalan akarsulardır. Kapalı havzaların oluşmasında; yer şekillerinin oluşumu ve iklim etkilidir. Kapalı havzalar genellikle iç kesimlerde, kurak iklim bölgelerinde görülür. Açık havzalar ise kıyı kesimlerde ve nemli iklim bölgelerinde görülür.
Türkiye’deki başlıca kapalı havzalar; Van gölü, Tuz gölü, Göller yöresi, Konya ovası, Eber kapalı havzası gibidir.

AKARSULARDA AKIM (DEBİ) 
Akım, akarsu yatağının herhangi bir kesitinden 1 sn.de geçen su miktarıdır. m ³/sn olarak ifade edilir. Akımı en yüksek olan akarsu Amazon dur. Türkiye’de ise Fırat tır.
Akımda Etkili olan Faktörler
1) Havzaya düşen yağış miktarı,
2) Araziyi oluşturan taş ve tabakaların geçirimliliği,
3)Sıcaklık : Sıcaklığın arttığı dönemlerde buharlaşma artacağından dolayı o dönemde akım düşmesi olur. Ayrıca kış sıcaklıklarının çok düşük olduğu yerlerde yağışlar kar şeklinde düşer. Bunlar kışın erimediği için akarsu bu dönemde beslenemez. Dolayısıyla akım düşmesi görülür.
4) Akarsu yatağı çevresindeki bitki örtüsü
5) Havzanın genişliği,
6) Havzadaki dağların kar buzları,
7) Yer altı suları ve kaynakları,
8) Beşeri faktörler: Akarsulardan sulama amacıyla yararlanılması.
AKARSU REJİMİ 
Akarsuyun akımında yıl boyunca meydana gelen değişikliğe akarsu rejimi denir.
Akarsu Rejiminde Etkili Faktörler 
1) Yağış rejimi (en fazla etkili olan faktördür)
2) Sıcaklık şartları
3) Havzanın genişliği: Aynı iklim bölgesinde geniş olması sadece akımı etkiler. Farklı iklim bölgelerinde geniş ise rejim daha düzenli olur.
4) Akarsu yatak eğimi: Eğimin fazla olması rejimin düzensizliğine yol açar.

Rejimlerine Göre Akarsular 
1) Düzenli Rejimli Akarsular: Yıl boyunca akım değişikliğinin az olduğu akarsulardır. Ekvatoral iklim ve Ilıman Okyanus iklimlerindeki akarsular. Bu akarsular yıl boyunca enerji üretmeye, sulama, içme suyu elde etmeye ve ulaşıma elverişlidir.
2) Düzensiz Rejimli Akarsular: Yıl boyunca akım değişikliğinin fazla olduğu akarsulardır. Yağış rejimi düzensiz olan iklimlerde görülür.
3)Karma Rejimli Akarsular: Sularını farklı iklim bölgelerinden toplayan akarsulardır. Türkiye akarsuları genelde karma rejimlidir. Çünkü kısa mesafede iklim değişmeleri görülür.
4)Sel Rejimli Akarsular: Yağışlı dönemlerde coşkun akarsular haline gelip, kurak dönemde kuruyarak ortadan kalkan akarsulardır. Örnek: İç Anadolu Bölgesi akarsularında olduğu gibi.
5)Kaynak Sularıyla Beslenen Akarsular: Gür kaynaklarla beslenen ve seviyelerinde çok az değişikliğin olduğu akarsular da vardır. Örnek: Manavgat Çayı gür karstik kaynaklarla beslendiği için Akdeniz’deki diğer akarsulara göre daha düzenli akıma sahiptir. Ayrıca Düden Suyu ve Köprü Çayı da kaynaklarla beslenen akarsulara örnektir.

Türkiye’deki Akarsuların Genel Özellikleri
Türkiye, iklim koşulları ve yer şekillerinin doğal yapısına bağlı olarak sık bir akarsu ağına sahiptir. ancak akarsularımızın uzunlukları fazla değildir. Türkiye’nin bir yarımada oluşu ve dağların genellikle kıyılara paralel sıralar halinde uzanması, uzun akarsuların oluşmaını engellemiştir. Kıyılardaki dağlardan kaynağını alan akrsular, kısa bir yol aldıktan sonra denize ulaşır. En uzun akarsuyumuz olan Kızıl ırmak’ın boyu (İç Anadolu’da genişçe bir kavis çizdiği halde) 1355 km’yi ancak bulur.

Akarsularımızın diğer bir özelliği de, taşıdıkları su miktarının az olmasıdır. Türkiye’nin büyük bir bölümünün yarı kurak iklimin etkisinde olması nedeniyle az yağış alması bunun başlıca nedenidir. Akarsularımızın taşıdıkları su miktarı azlığının diğer nedeni de, akarsu havzalarının dar oluşudur. Akarsularımızın boyları kısa, kolları da az olduğundan doğal olarak taşıdıkları su, fazla olmamaktadır. Ancak, yağışsız mevsimi olmayan Doğu Karadeniz bölümünün akarsuları her zaman bol su taşımaktadır.

Akarsularımızın rejimleri düzenli değildir. Türkiye’de yağış rejimin düzensiz oluşu, ilkbahardaki kar erimeleri ve yazın buharlaşmanın fazla olması, akarsularımızın taşıdıkları su miktrının yıl boyunca büyük değişikliklere uğramasının başlıca nedenlerindendir. Akarsularımızın büyük bir kısmında su seviyesinin en yüksek düzeyde olduğu dönem ilkbahara rastlar.

Yatakların eğiminin yazla oluşu, akarsularımızın bir diğer özelliğidir.Bu nedenle akış hızları, dolayısı ile erozyonu hızlandırıcı etkileri fazladır. Bol alüvyon taşır ve denizlere döktükleri yerlerde deltalar oluştururlar. Türkiye’deki akarsuların genellikle denge profilini almamış olmaları, Türkiyenin son jeolojik dönemde şekillenmiş olmasından, başka bir değişle “genç arazi” yapısından kaynaklanmaktadır. Akarsularımzın hidroelektrik enrji üretimine çok elverişli olmaları da dar ve derin vadiler oluşturmalarının bir sonucudur. Bu nedenle ülkemizde çok sayıda baraj yapılmış ve hidroelektrik santirali kurulmuştur.
Akarsularımızın çoğu dağlık kesimlerden inmektedir. Taşıdıkları kum ve çakıllarla yataklarını doldurdukları için denize yakın kısımlarında bile ulaşıma elverişli değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder