Çeşitli amaçlar için üretilen kloroflorokarbonlar (CFC) ozon tabakasını inceltmekte, bunun sonucunda çevre ve insan sağlığı olumsuz etkilenmektedir.
Ozon molekülleri atmosferde bulundukları yere göre farklı karakteristik özellikler gösterirler. Stratosfer tabakasındaki ozon canlılar için yararlı olup, buna karşılık dünya yüzeyine yakın atmosfer tabakasında (troposferde) bulunan %10 oranındaki ozonun yıkıcı etkisi bulunmaktadır.
Atmosferdeki diğer moleküllerle reaksiyona giren ozonun, bitki ve hayvanların canlı dokularına çeşitli zararları bulunmaktadır. Atmosferdeki ozonun yaklaşık %90′ı yeryüzünden itibaren 10-40 km. arası yükseklikte ve stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği; tüm canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen ultraviole (UV) ışınlarını absorbe etmesidir. Ozon yoğunluğunun ultraviole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması, “ozon tabakasının delinmesi” olarak adlandırılmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi sonucunda; UV-b radyasyonu artmakta ve insanların bağışıklık sistemleri zarar görmekte, görme bozukluğuna ve deri kanserine yol açmaktadır.
Ozon tabakasının incelmesine sebep olan ve kloroflorokarbon ihtiva eden maddelerin başında klor türevleri, plastik köpükler (strafor), spreyler, aerasoller ve yangın söndürücüler gelmektedir.
Ozon (O3) Gazı
Ozon, 3 oksijen atomundan oluşan molekülleriyle zehirli, renksiz bir gazdır ve atmosferin üst katmanlarında yer alır… Gökyüzünün mavi renkte görünmesi bu gaz sayesinde olmaktadır. Sıvı halde lacivert renge dönüşen ozon gazı, dünyayı güneşten gelen morötesi radyasyona karşı korumaktadır. Ancak bu gaz aynı zamanda canlılar için çok tehlikelidir. Maruz kalındığında gözleri, burnu ve boğazı tahriş ederek solunum sistemini tahrip eder. Çok az insan ozonun ne kadar öldürücü olduğunun farkındadır. Bir gramın iki yüzde biri miktarda ozon almak öldürücü olabilir. Bir saç spreyi kutusuna saf ozon konduğu düşünülecek olursa, bu kutunun tam 14.000 kişiyi öldürebileceği söylenmektedir…
Ozon Tabakası Çeşitli amaçlar için üretilen kloroflorokarbonlar (CFC) ozon tabakasını inceltmekte, bunun sonucunda çevre ve insan sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Ozon molekülleri atmosferde bulundukları yere göre farklı karakteristik özellikler gösterirler. Stratosfer tabakasındaki ozon canlılar için yararlı olup, buna karşılık dünya yüzeyine yakın atmosfer tabakasında (troposferde) bulunan %10 oranındaki ozonun yıkıcı etkisi bulunmaktadır. Atmosferdeki diğer moleküllerle reaksiyona giren ozonun, bitki ve hayvanların canlı dokularına çeşitli zararları bulunmaktadır. Atmosferdeki ozonun yaklaşık %90ı yeryüzünden itibaren 10-40 km. arası yükseklikte ve stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği; tüm canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen ultraviole (UV) ışınlarını absorbe etmesidir. Ozon yoğunluğunun ultraviole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması, ozon tabakasının delinmesi olarak adlandırılmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi sonucunda; UV-b radyasyonu artmakta ve insanların bağışıklık sistemleri zarar görmekte, görme bozukluğuna ve deri kanserine yol açmaktadır. Ozon tabakasının incelmesine sebep olan ve kloroflorokarbon ihtiva eden maddelerin başında klor türevleri, plastik köpükler (strafor), spreyler, aerasoller ve yangın söndürücüler gelmektedir. Ozon (O3) Gazı Ozon, 3 oksijen atomundan oluşan molekülleriyle zehirli, renksiz bir gazdır ve atmosferin üst katmanlarında yer alır… Gökyüzünün mavi renkte görünmesi bu gaz sayesinde olmaktadır. Sıvı halde lacivert renge dönüşen ozon gazı, dünyayı güneşten gelen morötesi radyasyona karşı korumaktadır. Ancak bu gaz aynı zamanda canlılar için çok tehlikelidir. Maruz kalındığında gözleri, burnu ve boğazı tahriş ederek solunum sistemini tahrip eder. Çok az insan ozonun ne kadar öldürücü olduğunun farkındadır. Bir gramın iki yüzde biri miktarda ozon almak öldürücü olabilir. Bir saç spreyi kutusuna saf ozon konduğu düşünülecek olursa, bu kutunun tam 14.000 kişiyi öldürebileceği söylenmektedir… Oksijen ve ozon birbirlerinin allotropları olup aralarındaki mevcut bir takım farklılıkların ozon molekülü yapısının kompleksliliğinden kaynaklanmaktadır, trioksijen diatomik molekül, (O2) ve ozon ise triatomik molekül (O3) halinde tabiatta bulunurlar. Kimyasal benzerliliklerinin sebebi ise hiç kütle değişimine uğramadan birinin diğerine dönüştürülebilirlilik gerçeği ile gösterilir, yani; 3O2(g) 2O3(g) 96 gram 96gram Ozon, açık mavi, -111,3 °C de kaynayan bir gaz olup, bir hayli zehirleyicidir. Ozonun keskin kokusu çalışan elektrikli aletlerin arkalarından veya önemli elektrik deşarj işleminin olduğu yeraltı metro istasyonlarında hissedilir. Ozon ya moleküler oksijenin fotokimyasal yöntemlere maruz bırakılarak ya da, elektrik deşarj metoduyla elde edilir. 1. Fotokimyasal metod : 3O2 + hv (Energy) 2O3(g) 2. Elektriksel deşarj yöntemi ile Bu gün Ozon başlıca içme suyu temizleme iş…
Akıtası üzerindeki delik, geçen yıla kıyasla genişleyerek 2000 yılındaki rekor düzeye yaklaştı.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA uzmanları, deliğin ancak 2070 yılında kapanacağını bildiriyor. Atmosferde tehlikeli ultraviyole ışınlarına karşı kalkan görevi gören ozon tabakasındaki delik yerküre için ciddi bir tehdit.
Uzmanlar, Antartika üzerindeki deliğin geçen yıla kıyasla büyüdüğünü belirledi. Dünya Meteoroloji Örgütü, deliğin 2000 yılındaki 29 milyon kilometre karelik rekor düzeye yaklaştığını bildirdi. 1987′deki Montreal anlaşmasıyla, ozon tabakasının delinmesinde etkili olan bazı kimyasal maddelerin kullanımı çoğu ülkede yasaklanmış durumda…
Uzmanlar Avrupa’nın büyük bölümü, Amerika, Asya ve Afrika üzerindeki ozon tabakasının 1980 yılı öncesindeki durumuna dönmesinin 40 yıldan uzun sürebileceğini bildiriyor. Nasa uzmanları da, Antartika kıtası üzerindeki deliğin 2018 yılına kadar aynı kalacağını, 2020 civarında düzelmenin başlamasıyla deliğin ancak 2070 yılında kapanabileceğini tahmin ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder